Konfederasyon Maddeleri | |
---|---|
Konfederasyon Maddeleri'nin ilk sayfası | |
Oluşturulma | 15 Kasım 1777 |
Onaylanma | 1 Mart 1781 |
Konum | Ulusal Arşivler |
Yazar(lar) | Kıtasal Kongre |
İmzacılar | Kıtasal Kongre |
Amaç | Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk anayasası; 4 Mart 1789'da günümüzde yürürlükte olan Amerika Birleşik Devletleri Anayasası ile değiştirildi. |
Konfederasyon Maddeleri veya resmen Konfederasyon ve Sürekli Birlik Maddeleri Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk anayasası olarak görev yapan On Üç Koloni arasında bir anlaşmaydı.
Şimdiki Amerika Birleşik Devletleri'nin doğu kıyısını oluşturan bölgede dizilmiş olan 13 İngiliz kolonisi 1776'da İngiltere'den bağımsızlıklarını ilan ettiler.[1] Savaş bir yandan sürerken, kendilerine Amerika Birleşik Devletleri adını veren, koloniler, onları bir ulus olarak biribirine bağlayan bir anlaşma kaleme aldılar.[1] "Konfederasyon ve Sürekli Birlik Maddeleri" denilen anlaşma 1777'de bir eyaletler Kongresi'nce kabul edildi ve Temmuz 1778'de resmen imzalandı.[1] Maddeler, 13. eyalet olan Maryland tarafından 1 Mart 1781'de onaylanınca bağlayıcı hale geldi.[1]
Güçlü bir merkezi hükümete karşı beslenen husumet, Anayasa'ya karşı çıkanların kuşkularından sadece bir tanesiydi. Konfederasyon Maddeleri, eyaletlerin kendi bağımsızlıklarını ve egemenleklerini korumak istediği için eyaletler arasında gevşek bir bağlantı kurdu ve çok sınırlı gücü olan bir federal hükümet oluşturdu.[1] Savunma, kamu maliyesi ve ticaret gibi yaşamsal konularda federal hükümetin yetkisi eyalet yasama organlarının insafına bırakıldı.[1] Konfederasyon Maddelerine göre, kağıt üzerinde, ulusal hükümetin önemli yetkileri vardı; fakat uygulamada, eyaletler bunları hiçe saydığı için hiçbir değerleri kalmıyordu.[2]
Konfederasyon Maddeleri bir çözüm yolu sağladı. Maddeler uyarınca, Kuzeybatı Arazisi (İngilizce: Northwest Territory) başlangıçta, 1787 tarihli Kuzeybatı Bildirisi ile öngörülen sınırlı bir kendi kendini yönetme sistemi altında, Konfederasyon Kongresi tarafından atanan bir vali ve yargıçların yönettiği tek bir bölge olarak düzenlenecekti. Bu topraklar, oy kullanma yaşına gelmiş 5.000 özgür erkek nüfusu oluşunca, çift meclisli bir yasama organı kurmaya hak kazanacak ve alt meclis üyelerini kendisi seçecekti. O zaman ayrıca, Konfederasyon Kongresi'ne de oy kullanma hakkı bulunmayan bir temsilci gönderebilecekti.
Yeni siyaset, kolonilerin anavatanın çıkarları için varolduğu ve siyasal açıdan bağımlı ve toplumsal açıdan ikinci sınıf sayıldığı yolundaki alışılagelmiş kavramı reddediyordu. Kolonilerin ulusun bir uzantısı sayıldıkları ve eşitlikten kaynaklanan kazanımlara da bir ayrıcalık değil bir hak olarak sahip bulundukları yolundaki ilke bu doktrinin yerine geçmişti. Kuzeybatı Bildirisi'nin bu aydınlatıcı hükümleri, Amerika'nın kamu arazisi siyasetinin temelini oluşturdu.
Fransa'da elçilik yapan Thomas Jefferson ve Büyük Britanya'da aynı görevi yapan John Adams'ın katılmadığı konferansa, Massachusetts'ten Rufus King ve Elbridge Jerry, Connecticut'tan Roger Sherman ve daha toplantının yapılmasını önermiş olan Alexander Hamilton ile birlikte 55 temsilci bulunuyordu.[3]
Philadelphia'da toplanan XVIII. yüzyılın devlet adamları, Montesquieu'nün siyasette güç dengesi kavramını benimsemiş kişilerdi.[3] Bu ilke, koloni deneyimi ile destekleniyor ve Locke'un, Temsilcilerin çoğu tarafından bilinen yazılarından güç alıyordu.[3] Bu etkiler, eşit ve uyumlu çalışan üç hükümet organı kurulması gerektiği inancına yol açtı.[3] Yasama, yürütme ve yargı güçleri, hiçbirinin hiçbir zaman denetimi ele geçiremeyeceği kadar uyumlu bir denge içinde olmalıydı.[3] Temsilciler, yasama organının, kolonilerdeki ve Büyük Britanya Parlamentosu'ndaki gibi çift meclisli olması üzerinde anlaştılar.[3]
Toplantıda, yukarıda belirtilen konular üzerinde oybirliği vardı. Bunların yaşama geçirilmesi konusunda ise çok farklı görüşler ortaya çıktı. Sözgelimi, New Jersey gibi küçük eyaletlerin Temsilcileri, ulusal hükümetteki etkilerini azaltacağı gerekçesiyle, temsil edilme hakkını nüfus oranına değil, eyalet olmaya dayandırması gerektiğini savundular. Öte yandan, Virginia gibi büyük eyaletlerin Temsilcileri, nüfus oranına dayalı temsil hakkını desteklediler. Sonunda, küçük eyaletler galip çıkarak, Konfederasyon Maddeleri, federal gücü, her eyalete eşit olarak dağıttı.
Durum | Tarih | |
---|---|---|
1 | Virginia | 16 Aralık 1777 |
2 | Güney Karolina | 5 Şubat 1778 |
3 | New York | 6 Şubat 1778 |
4 | Rhode Island | 9 Şubat 1778 |
5 | Connecticut | 12 Şubat 1778 |
6 | Georgia | 26 Şubat 1778 |
7 | New Hampshire | 4 Mart 1778 |
8 | Pensilvanya | 5 Mart 1778 |
9 | Massachusetts | 10 Mart 1778 |
10 | Kuzey Karolina | 5 Nisan 1778 |
11 | New Jersey | 19 Kasım 1778 |
12 | Delaware | 1 Şubat 1779 |
13 | Maryland | 2 Şubat 1781 |
1781'de Konfederasyon Maddeleri'nin kabulü ile yeni Anayasa'nın kaleme alınışı arasında geçen yıllar bir zayıflık, çekişme ve karışıklık dönemi oldu.[4] Konfederasyon Maddeleri'nde, yasaları uygulayacak bir yürütme organına ve onları yorumlayacak bir ulusal mahkeme sistemine ilişkin hükümlere yer verilmemişti.[4] Bir yasama Kongresi ulusal hükümetin tek organıydı; fakat, eyaletleri istemedikleri şeyleri yapmaya zorlayacak hiçbir gücü yoktu.[4] Kuramsal olarak, savaş ilan edebilir ve bir ordu kurabilirdi; ancak, kararlaştıracağı sayıda kişiyi silah altına almaya ya da onları desteklemek için gerekli silah ve gereçleri sağlamaya hiçbir eyaleti zorlayamazdı.[4]
Faaliyetlerine para sağlamak için eyaletlere başvurmak zorundaydı; ama, eyaletleri federal bütçeye gerekli katkıyı yapmadıkları için cezalandıramazdı.[4] Vergilendirmenin ve gümrük tarifelerinin denetimi eyaletlere bırakılmıştı ve her eyalet kendi parasını basabilirdi.[4] Eyaletler arasındaki anlaşmazlıklarda Kongre, arabulucu ve yargıç rolünü üstlense de, eyaletlere kararlarının kabul ettirme yetkisi yoktu.[4]
Konfederasyon Maddeleri'nin sonucu tam bir kargaşaydı: Vergi toplama gücü olmayan federal hükümet aldığı borçları ödeyemediği için battı.[4] 13 eyaletten 7'si, Bağımsızlık Savaşı gazilerinin maaşlarını ödeyebilmek ve eyaletlerindeki küçük çiftçilerin borçlarını karşılayabilmek amacıyla para basmaya başladılar.[4]
Buna karşın, Massachusetts yasama organı çok sıkı bir para denetimi ve yüksek vergiler uyguladı; bu da, eski bir Devrim Savaşı yüzbaşısı olan Daniel Shays'ın önderliğinde küçük bir çiftçiler ordusu kurulmasına yol açtı.[5] Kongre binasını teslim almak için harekete geçen Shays ve diğerleri, icra işlemlerinin durdurulmasını ve ipoteklerin kaldırılmasını istediler.[5]
Çiftçilerle tüccarlar, alacaklılarla borçlular ve eyaletlerin kendi aralarındaki iç ayrılıklar giderek şiddetleniyordu.[6] Çiftçilerin çaresizlik içinde gerçekleştirdiği 1786 Shay Ayaklanması'nın daha yeni bastırılmış olduğu ve henüz belleklerde canlı kaldığı günlerde, George Washington şu uyarıda bulundu: "Her eyalet, bir kıvılcımın ateşleyebileceği yanıcı maddelerle dolu."[6]
Politikasını askeri güçle destekleyemeyen zayıf bir merkezi hükümet, kaçınılmaz olarak dış ilişkilerinde de zorlanıyordu.[7] İngilizler, 1783 tarihli barış antlaşmasında söz verdikleri halde, yeni ulusun Kuzeybatı Arazisi'ndaki kalelerinde ve ticaret merkezlerinde bulundurdukları askerlerini çekmeyi reddediyorlardı.[7] Bunun dışında, İngiliz ve İspanyol subayları, Amerikalı yerleşimcilere saldırmaları için çeşitli Kızılderili kabilelerine silah sağlıyorlardı.[7] Florida ve Louisiana ile Mississippi Nehri'nin batısındaki tüm toprakları denetimleri altında bulunduran İspanyollar ayrıca Batılı çiftçilerin ürünlerini göndermek için New Orleans limanını kullanmalarına da izin vermiyorlardı.[7]
Kurucu Meclis, sadece Konfederasyon Maddeleri'ni değiştirmekle görevlendirilmişti; fakat, Madison'un sonradan yazdığı gibi, "ülkelerine büyük güveni olan" Temsilciler, Maddeler'i bir kenara atıp tümüyle yeni bir hükümet yapısı kurmaya giriştiler.[7]