Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda tartışma sayfasında bir yorum yapın.
|
Gelişmekte olan ülkeler, ekonomik ve coğrafi bir terim olarak gelişmiş ülkelerden bir kademe geride yer alan ve dünyanın birçok ülkesinin içinde bulunduğu ülkelerdir.
Gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere göre daha düşük bir yaşam standardı, tam olarak gelişmemiş bir sanayi alt yapısı ve yine gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük insani gelişim endeksi mevcuttur. İthalat ve ihracat hacimleri giderek artan ülkelerdir.
Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda, sanayileşme oranı yükselmektedir. Sanayiyi geliştirmek adına atılan adımlardan ötürü, köyden kente göç oranı oldukça fazladır ve artmaya da devam etmektedir. Eğitim sisteminde yapılan yenilikler ve sağlık alanında gelişmeler kendini gösterir. Gelişmekte olan ülkelerde siyasi ve hukuki kurumlarda gelişmeler yaşanır. Şehirlerde hastane, okul, adliye gibi kamu kuruluşları gibi daha gelişmiş bir sosyal hizmet verilmektedir. İnşaat sektörlerinde hızlı büyümeler yaşanabilir. Ayrıca bu ülkelerde doğum oranında azalma ve ortalama yaşam süresinde artış gözlemlenir. Hızlı bir kentleşme ve ulaşım alanında gelişmeler de yoğun bir şekilde olmaktadır.
Ülkenin sağlık durumu, eğitim durumu, teknolojik gelişimi, ulaşımı, hukuku gibi birçok faktör, ülkenin gelişmiş, gelişmekte ya da gelişmemiş bir ülke olmasını belirlemekte etkili olmaktadır. En önemli etken ise kişi başına düşen yıllık gelir miktarıdır. Bu miktarlar ülkede yaşayan vatandaşların ortalama gelir seviyesi düzeyini de belirlemektedir.
Gelişmekte olan ülkeler, ürettikleri teknoloji sayesinde, değerli ürünleri alıp satmaya bakarlar. Örneğin uçak, uydu, tıbbi cihazlar, ilaçlar gibi katma değeri yüksek düzeyde olan ürünleri alışverişini yaparlar. Tarımsal verilerine bakıldığında, genel olarak ve çoğunlukla yüksektir. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomisi, tarıma dayalı olduğundan dolayı yurt dışına çoğunlukla, tarım ürünleri ve ham madde alıp satmaya bakarlar çünkü ülkenin biraz daha geliştirilmesi ve ekonomik açıdan yüksek tutulması gerekir.
Gelişmekte olan ülke yönleri aslında buna insani gelişme endeksi de denilebilir. İnsani gelişme endeksi ekonomik gelir düzeyinin yanında sağlık ve bilgi de temel ilke olarak görülür. Bir ülkenin gelişmişliğini gösteren en önemli özelliklerinden birisi de aslında insani gelişme endeksidir. Bu endeks, ülkelerin vatandaşlarının hayat beklentileri, eğitim, kişi başına düşen milli gelirinin ortalama olarak hesaplandığı ve çıkan sonuca göre ülkelerin sıralamaya konulmasıdır.
G20 ülkeleri şu şekildedir; Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği Komisyonu oluşturmaktadırlar.
Uluslararası ticarette az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere çeşitli kolaylıklar sağlanması yoluyla bu ülkelerin kalkınmasının teşvik edilmesi önemlidir. Bunun için uluslararası anlaşmalarda gelişmekte olan ülkelere yönelik özel ve lehte çeşitli ayrıcalıklı muamele yolu görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin yaşam standartlarının yükseltilmesi, ekonomik büyümelerinin teşvik edilmesi, bu ülkelerin özel ihtiyaçlarının dikkate alınması ve desteklenmesi modern uluslararası hukukun önemli prensipleri arasında olmuştur. Dünya Ticaret Anlaşması’nın (DTÖ) giriş kısmı da gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarının dikkate alınmasının altını çizilmektedir. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarının daha fazla gözetilmesi, uluslararası ticarette ve yatırımlarda adaletin daha fazla sağlanması, bu ülkelerin kendi kaynaklarının idaresinde özgür olmaları, “yeni uluslararası ekonomik düzenin” itici güçleri arasında olmuştur. Bu amaçla, bu ülkelere yönelik doğrudan yardımlara ilave olarak uluslararası ticarette;
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler birçok yönleriyle birbirlerinden ayrılmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kendi içlerinde de birbirlerinden farklılıklar gösterebilir. Farklılıklar gösterdiği gibi aynı ülke içinde de hem gelişmiş olarak hem de gelişmekte olan kısım kısım bölgeler bulunmaktadırlar.
Bir ülkenin gelişmekte olduğunun birden çok göstergesi olabilir; işsizlik oranın ve kişi başına düşen milli gelirler bu faktörlerin başında gelmektedir.
Birleşmiş Milletler'e göre gelişmişlik seviyesine göre temel ölçüt olarak görülen kısım kişi başına düşen millî gelirleridir. Bu açıdan bakıldığında kişi başına düşen millî gelirin 1.000 ile 10.000 Dolar arasında olan ülkeler gelişmekte olan ülkeler diye sınıflandırılır. 10.000 doların üzerinde olan ülkeler ise gelişmiş ülkeler olarak bilmekteyiz. Aralarındaki farklar ne kadar birbirine yakın olsa da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bazı özelliklerini de sınıflandırmak mümkündür. Bu farklar kültürü ve doğayı sorgulama biçimi gibi sadece sosyolojik farklar değil aynı zamanda nesnel farklardır. Bu özelliklere de bakıldığında bir ülkenin gelişmişlik düzeyi hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür.
Dört Asya Kaplanı ve yeni Avro Bölgesi Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere aşağıdaki ülkeler 90'lı yıllara kadar gelişmekte olan ülkeler ve bölgeler olarak kabul edilmişlerdir ve günümüzde IMF tarafından gelişmiş ekonomiler (gelişmiş ülkeler ve bölgeler) olarak listelenmiştir. Parantez içindeki zaman, gelişmiş ekonomiler olarak listelendikleri zamandır.
Üç ekonomi, gelişmiş ekonomiler olarak listelenmeden önce veri eksikliğine sahiptir. Veri eksikliğinden dolayı, gelişmiş ekonomiler olarak listelenmeden önce gelişmiş ekonomiler mi yoksa gelişmekte olan ekonomiler mi olduklarını değerlendirmek zordur.
On ülke "yeni sanayileşmiş ülke" sınıflandırmasına dahildir. Ekonomileri henüz gelişmiş bir ülkenin statüsüne ulaşmamış, ancak makroekonomik anlamda gelişmekte olan muadillerini geride bırakmış ülkelerdir:
Beş ülke "gelişmekte olan pazarlar" gruplarına aittir ve birlikte BRICS ülkeleri olarak adlandırılır: