Anlatım bozukluğu

Anlatım bozukluğu

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Anlatım bozuklukları, yazılı veya sözlü anlatımda karşılaşılan hatalardır. Bu hatalar yapısal (dilbilgisel) veya anlam ve mantık bakımından olabilir. Öğe eksikliği, ek eksikliği gibi yapısal bozukluklara "bağlaşıklık hataları"; gereksiz sözcük kullanımı, yanlış sözcük kullanımı gibi anlamsal bozukluklara ise "bağdaşıklık hataları" denir.

Bağlaşıklık bakımından (yapısal) bozukluklar[değiştir | kaynağı değiştir]

Yazılı veya sözlü anlatımda karşılaşılan yapısal bozukluklar şunlardır:

Özne eksikliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Özne eksikliği hatası, genellikle bileşik, bağlı ve sıralı cümlelerde görülür. Bu tür cümlelerde genellikle birden fazla yargı bulunur. Eğer yan cümleciklerin yargısı ana cümlenin öznesi ile uyumlu değilse (özne paylaşılamıyorsa), uygun bir özne eklenmelidir.

ÖNEMLİ: Türkçede gizli özne kullanımı oldukça yaygındır ve bu -bazı durumlar hariç- bir özne eksikliği hatası değildir.

Yüklem eksikliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Sıralı ve bağlı cümlelerde yüklemin ortak kullanılması bazen yapısal bozukluklara neden olur.

Özne-yüklem uyumsuzluğu[değiştir | kaynağı değiştir]

Tekillik-çoğulluk bakımından[değiştir | kaynağı değiştir]

Özne tekil ise, yüklem de tekil olmalıdır. Ancak bazen saygı veya alay amacı ile yüklem çoğul kullanılabilir:

Özne "insan" ise yüklem tekil veya çoğul olabilir. Özne insan değil ise (hayvanlar, bitkiler, cansız varlıklar, soyut kavramlar vs.) yüklem çoğunlukla tekil olur.

Belgisiz sıfatlarla çoklu bir özne kastedildiğinde, yüklem tekil kalır:

Çoklu öznedeki şahıslardan biri birinci tekil şahıs zamiri (ben) ise yüklemin kişisi birinci çoğul şahıs (biz) olur:

Çoklu öznedeki şahıslardan biri ikinci tekil şahıs zamiri (sen) ise yüklemin kişisi ikinci çoğul şahıs (siz) olur:

Edebî sanatlarla insan olmayan varlıklar kişileştirildiğinde yüklem çoğul olabilir:

Olumluluk-olumsuzluk bakımından[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede bazı belgisiz zamirler ve bazı bağlaçlar sadece olumlu veya sadece olumsuz yüklemle birlikte kullanılır:

herkes, bütün, hem ... hem ..., ne ... ne ... > olumlu
hiçbiri, kimse > olumsuz

Nesne (düz tümleç) eksikliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Nesne eksikliğinden kaynaklanan problemler, genellikle hem geçişli hem de geçişsiz yargı bulunduran cümlelerde görülür.

Dolaylı tümleç eksikliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Genellikle geçişli ve geçişsiz yargı barındıran sıralı veya bileşik cümlelerde görülür:

Zarf tümleci eksikliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Genellikle sıralı cümlelerde görülür:

NOT: Edatlarla oluşturulmuş zarf tümleçleri bazı kaynaklarda edat tümleci olarak geçer.

Ek-fiil eksikliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçedeki ek-fiiller (ek-eylemler) "idi", "imiş", "ise" ve "-dir"dir. Bunların özellikle bağlı ve sıralı cümlelerde kullanılmaması, anlam bozukluğuna neden olabilir.

Fiilimsilerin yanlış kullanılması[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede fiilimsiler (eylemsiler) isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiildir. Bunların hatalı kullanımı veya gerektiğinde kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olur.

Yardımcı fiil hataları[değiştir | kaynağı değiştir]

Cümlede "etmek", "olmak" gibi yardımcı fiiller hatalı olarak eksik bırakılmamalı, bileşik fiillerin ilk sözcüğü, sıralı ve bağlı cümlelerde hatalı yardımcı fiillere bağlanmamalıdır:

Koşul eki hataları[değiştir | kaynağı değiştir]

Koşul ekiyle, koşul sözcüğü bir arada bulunmamalıdır.

Fiil çatısı uyumsuzlukları[değiştir | kaynağı değiştir]

Cümledeki fiillerin çoğunlukla etkenlik-edilgenlik bakımından uyumsuz olmasından kaynaklanır.

Tamlama hataları[değiştir | kaynağı değiştir]

İsim ve sıfat tamlamalarının yanlış yazılması veya yanlış sözcüklere bağlanması anlatım bozukluğuna neden olur. Örneğin Türkçede kalıplaşmış birkaç özel tamlama dışında sayı tamlamalarında çoğul eki kullanılmaz:

Eklerin hatalı kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Ek hataları genellikle sözcüklerin yanlış yazımından kaynaklanır. Yazımından emin olunmayan sözcükler yazım kılavuzlarından kontrol edilerek öğrenilmelidir. Bu tür kılavuzlarda genellikle olağandışı ekler de belirtilir. Örneğin Arapça kökenli "mevzu" sözcüğü -u eki aldığında "mevzusu" yerine "mevzuu" hâlini alır.

Bağlaçların hatalı kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Bağlaçlar cümlede doğru görevde kullanılmalıdır. Örneğin "fakat" bağlacından sonra bir açıklama getirilmesi anlatım bozukluğuna neden olabilir.

Bağdaşıklık bakımından (anlamsal) bozukluklar[değiştir | kaynağı değiştir]

Gereksiz sözcük kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Cümlede eşanlamlı iki sözcüğü veya anlamı başka bir sözcükte gizli olan sözcüğü gereksiz yere kullanmaktır:

NOT: Türkçede bazen aynı sözcüğü birden fazla kez kullanmak gerektiğinde, aynı sözcüğü tekrar kullanmaktan kaçınmak için, eşanlamlı sözcükler birlikte kullanılabilir. Bu bir anlatım bozukluğu değildir.

Sözcüğün yanlış yerde kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Cümledeki sözcüklerin hatalı sıralaması anlam bozukluğuna neden olabilir:

NOT: Türkçede vurgulanan öğe yükleme yaklaştığı için sözcük sırası her zaman bir hata belirtisi değildir.

Zamir eksikliğinden kaynaklanan belirsizlikler[değiştir | kaynağı değiştir]

"Onun" ve "senin" zamirleri ile kurulan belirtili isim tamlamalarında zamir kısmı gizli durumda bırakıldığında bazen anlam karmaşası ortaya çıkabilir:

Karşılaştırma hataları[değiştir | kaynağı değiştir]

Cümlede kıyaslama yapılırken sözcüklerin yanlış kullanılması veya eksik olması anlam karmaşasına neden olabilir:

Noktalama işareti hataları[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkçede noktalama işaretlerinin; özellikle nokta, virgül ve noktalı virgülün hatalı kullanımı bir cümlenin anlamını değiştirebilir.

Çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması[değiştir | kaynağı değiştir]

Cümlede şüphesiz-muhtemelen, yaklaşık-tam gibi anlamca çelişen sözcükler bir arada kullanılmamalıdır:

Yanlış sözcük seçimi[değiştir | kaynağı değiştir]

Yanlış sözcük seçimi bazı kaynaklarda "sözcükleri yanlış anlamda kullanmak" olarak geçer. Anlamca benzer bazı sözcüklerin karıştırılması anlatım bozukluğuna neden olur. Bunlara örnek olarak şans-risk, neden olmak-sağlamak, dokumak-örmek, has-özgün, kapsamak-kaplamak gibi sözcük grupları verilebilir.

Deyim ve atasözlerinin hatalı kullanımı[değiştir | kaynağı değiştir]

Deyim ve atasözleri kalıplaşmış sözcük gruplarıdır. Bunların sözcüklerini benzerleri ile değiştirmek veya bunları yanlış anlamda kullanmak anlatım bozukluğuna neden olur:

Mantık hataları[değiştir | kaynağı değiştir]

Mantık hataları genellikle cümlede sözcük sıralamasından kaynaklanan hatalardır.


Anlatım bozukluğu gidermede yardımcı olacak cümlenin anlatım özellikleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Duruluk[değiştir | kaynağı değiştir]

Cümlede gereksiz sözcük, ek vs. bulunmamasıdır. Duru bir cümleden sözcük çıkarılmaz ya da cümleye sözcük eklenemez. “Doktor istirahat edip dinlenmemi istedi” cümlesi duru değildir. “İstirahat etmek” ile “dinlenmek” aynı anlamdadır;

Açıklık[değiştir | kaynağı değiştir]

Cümlenin herkesçe aynı şekilde anlaşılmasıdır. Birden çok yoruma yer vermemesidir.

Doğruluk[değiştir | kaynağı değiştir]

Cümledeki tüm ögelerin tam ve yerinde kullanılmasıdır.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b c d e f "Türkçe Anlatım Bozuklukları". http://kpssdelisi.com/question/anlatim-bozukluklari-turkce-anlatim-bozuklugu/. 24 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2015.  |website= dış bağlantı (yardım)

Benzer Makaleler